Ciltte Asit Mantığı Nedir? AHA, BHA, PHA Farkları Nelerdir?

Editör

Editör

12 Kasım 2025 • 10 Dakika Okuma Süresi

Ciltte Asit Mantığı Nedir? AHA, BHA, PHA Farkları Nelerdir?

Ciltte asit mantığı nedir ve AHA, BHA, PHA farkları nelerdir sorusu, son yıllarda aktif içerikli bakım ürünlerine ilginin artmasıyla birlikte en çok araştırılan konulardan biri haline geldi. “Asit” kelimesi ilk duyulduğunda cildi tahriş edebilecek güçlü bir maddeyi çağrıştırsa da, dermatolojik olarak doğru konsantrasyonlarda ve doğru cilt tipine uygun biçimde kullanıldığında, asitler cilt yenilenmesinde en etkili destekleyicilerden biridir.

Asitlerin temel mantığı, cildin yüzeyinde biriken ölü hücreleri çözerek yeni ve taze hücrelerin ortaya çıkmasını sağlamaktır. Cilt her 28–30 günde doğal olarak kendini yeniler; ancak yaş, stres, güneş, kirli hava ve yanlış ürün kullanımı bu süreci yavaşlatır. Asitler, bu döngüyü düzenler ve cildi adeta yeniden nefes alabilir hale getirir.

Ciltte Asit Kullanımının Temel Mantığı

Asitli ürünlerin amacı cildi “yakmak” değil, mikroskobik düzeyde ölü hücreleri uzaklaştırarak yenilenme sürecini desteklemektir. Bu işlem “kimyasal peeling” olarak bilinir.

Mekanik peelinglerde tanecikli ürünlerle cilt yüzeyi fiziksel olarak kazınırken, kimyasal peelinglerde asit molekülleri cilt yüzeyine nüfuz ederek hücreler arası bağları çözer.

Bu sayede:

  • Cilt tonu eşitlenir,
  • Gözenekler açılır,
  • Akne ve siyah nokta oluşumu azalır,
  • Cilt daha pürüzsüz, aydınlık ve canlı bir görünüme kavuşur.

Ancak her asit türü aynı etkiyi göstermez. Cildin yapısına, yağ oranına ve hassasiyetine göre farklı asit türleri tercih edilmelidir. Dermatolojide en sık kullanılan üç grup asit vardır: AHA, BHA ve PHA.

AHA (Alfa Hidroksi Asit): Cilt Yüzeyinde Yenilenme

AHA’lar suda çözünen asitlerdir ve cildin en dış tabakasında, yani epidermisin yüzeyinde etki ederler. Özellikle kuru, mat veya leke eğilimli ciltlerde parlaklık kazandırmak için kullanılırlar.

En bilinen AHA türleri glikolik asit, laktik asit, mandelik asit ve sitrik asittir.

Bu asitler, ölü hücreleri nazikçe uzaklaştırarak yeni hücre oluşumunu hızlandırır. Sonuç olarak cilt daha yumuşak, pürüzsüz ve nemli görünür.

AHA’lar ayrıca ciltteki nem tutma kapasitesini artırır ve ince çizgiler üzerinde gözle görülür iyileşme sağlar. Fakat kullanımları sırasında güneş koruması son derece önemlidir; çünkü AHA cildi güneş ışığına karşı daha hassas hale getirir.

BHA (Beta Hidroksi Asit): Gözenek İçinde Temizlik

BHA’lar yağda çözünen asitlerdir. Bu özellikleri sayesinde cildin derinlerine, yani gözeneklerin içine kadar ulaşabilirler.

En bilinen BHA türü salisilik asittir.

Salisilik asit, özellikle yağlı, akneye eğilimli ve siyah noktalı ciltlerde etkili sonuçlar verir. Gözenek içindeki fazla sebumu çözer, bakteriyel birikimi azaltır ve cildin yüzeyini pürüzsüzleştirir.

Aynı zamanda anti-inflamatuar özelliğe sahiptir, bu yüzden aktif sivilceleri yatıştırmakta da kullanılır.

BHA kullanırken dikkat edilmesi gereken nokta, aşırı sıklıkla kullanılmamasıdır. Haftada iki veya üç uygulama genellikle yeterlidir. Ayrıca retinol veya C vitaminiyle aynı rutinde kullanılmamalıdır; aksi halde cilt tahriş olabilir.

PHA (Poli Hidroksi Asit): Hassas Ciltlerin Dostu

PHA’lar, AHA’ların daha nazik türevleri olarak tanımlanır. Molekül boyutları daha büyük olduğu için cilde yavaş nüfuz ederler ve tahriş riskini azaltırlar.

Bu özellikleri sayesinde hassas, kuru veya bariyer hasarlı ciltler için ideal bir alternatiftir.

Glukonolakton ve laktobionik asit, en bilinen PHA örnekleridir.

Bu asitler cildi nazikçe arındırırken aynı zamanda nem kazandırır ve antioksidan etki gösterir. Rozasea veya atopik dermatit eğilimi olan kişiler bile PHA içeren ürünleri genellikle rahatlıkla kullanabilir.

Hangi Asit Kime Uygun?

Genel bir kural olarak:

  • Kuru, mat veya lekeli ciltlerde AHA,
  • Yağlı, akneli, geniş gözenekli ciltlerde BHA,
  • Hassas, reaktif veya bariyer zayıf ciltlerde PHA tercih edilir.

Ancak hangi asidin uygun olduğu yalnızca cilt tipine değil, aynı zamanda mevcut cilt problemlerine, kullanılan diğer aktif içeriklere ve cilt bariyerinin dayanıklılığına da bağlıdır. Bu nedenle yeni bir asit ürününe başlamadan önce dermatolog tavsiyesi almak her zaman en doğru yaklaşımdır.

Asit Kullanımında Denge ve Doz Çok Önemli

Asitler doğru kullanıldığında cildi gençleştirir, yanlış kullanıldığında ise bariyeri zayıflatır.

İlk kez asit kullanacaklar için önerilen yaklaşım “az ama düzenli” kuralıdır.

Haftada bir veya iki kez düşük konsantrasyonlu bir ürünle başlanmalı, cilt alıştıkça sıklık artırılmalıdır.

Uygulama sonrası mutlaka seramid, niacinamide veya hyaluronik asit içeren bir nemlendirici kullanılmalı ve gündüzleri SPF 30+ güneş koruyucu ihmal edilmemelidir.

Asitlerle birlikte retinol, yüksek oranlı C vitamini veya benzoil peroksit gibi diğer güçlü aktifler aynı anda kullanılmamalıdır. Bu kombinasyonlar tahriş, kızarıklık veya soyulma riskini artırabilir.

Ciltte asit kullanımı doğru yapıldığında yalnızca estetik bir etki yaratmaz; aynı zamanda hücresel düzeyde sağlıklı bir yenilenme sağlar.

AHA, BHA ve PHA; cildin ihtiyacına göre seçildiğinde, parlaklık, temizlik ve pürüzsüzlük dengesini geri kazandırır.

Ancak unutulmamalıdır ki, her cilt benzersizdir.

Bir başkasında harika sonuç veren asit, sizde tahrişe neden olabilir. Bu nedenle asit kullanımı, daima cilt tipi ve dermatolojik ihtiyaçlar doğrultusunda planlanmalıdır.

Sıkça Sorulan Sorular

Ciltte asit kullanmak zararlı mı?

Hayır. Doğru ürün ve doğru sıklıkla kullanıldığında asitler cilt yenilenmesini destekler, gözenekleri temizler ve parlaklık kazandırır.

AHA, BHA ve PHA arasında temel fark nedir?

AHA cilt yüzeyinde, BHA gözenek içinde, PHA ise yüzeyde ama daha nazik şekilde etki eder.

Asitli ürünleri ne sıklıkla kullanmak gerekir?

Yeni başlayanlar haftada 1–2 kez kullanmalı, cilt tolerans kazandıkça sıklığı artırabilir.

Asit kullanımından sonra nemlendirici şart mı?

Evet. Asit sonrası cilt bariyerini korumak için nemlendirici mutlaka kullanılmalıdır.

Asitli ürünler yazın kullanılabilir mi?

Evet, ancak sabah rutininde yüksek faktörlü güneş koruyucu (en az SPF 30) mutlaka uygulanmalıdır.

Editör

Editör

Tüm Yazıları İncele

İhtiyacınıza en uygun dermatoloğu hızlıca bulun.

İlçe Seçiniz