Yaş almanın en belirgin etkilerinden biri yüzümüzdeki mimik çizgileri, hacim kayıpları ve genel ifadedeki yorgunluk hissidir. Estetik dermatolojide en çok tercih edilen iki yöntem olan botoks ve dolgu, bu etkileri hafifletmekte oldukça başarılıdır. Ancak birbirine karıştırılan bu iki uygulama aslında tamamen farklı amaçlarla ve farklı şekillerde çalışır. Cilt gençleştirmede hangi yöntemin size uygun olduğunu anlamak için aralarındaki farkları bilmek önemlidir.
Botoks, aslında bir protein olan botulinum toksininden elde edilir. Kasların kasılmasını geçici olarak durdurarak çalışır. Yani mimik kaslarının hareketini sınırlar. Özellikle alın, kaş arası ve göz çevresi gibi yüzün hareketli bölgelerinde zamanla oluşan dinamik kırışıklıkların görünümünü azaltmak amacıyla kullanılır. Botoks uygulandığında kas gevşer, cilt düzleşir ve çizgiler belirginliğini kaybeder.
Dolgu, cilt altına hacim kazandırmak amacıyla uygulanan bir enjeksiyon yöntemidir. En sık kullanılan dolgu maddesi hyaluronik asit içeriklidir. Bu madde ciltte doğal olarak bulunur ve su tutma özelliği sayesinde cilde dolgunluk, nem ve esneklik kazandırır. Dolgu uygulamaları ile yüzdeki hacim kaybı, statik kırışıklıklar, çöküklükler ve belirginleşmiş hatlar düzeltilir.
Botoks, hareketle oluşan kırışıklıklara odaklanırken; dolgu, zamanla kaybolan hacmi geri kazandırır. Örneğin kaş arası çizgileri ya da göz çevresi kırışıklıkları botoksla etkili bir şekilde tedavi edilirken; nazolabial bölgedeki (burun kenarından dudaklara uzanan çizgiler) çöküklük ya da dudak dolgunlaştırma için dolgu uygulamaları tercih edilir.
Etkileri bakımından da iki uygulama farklılık gösterir. Botoksun etkisi genellikle 3-4 gün içinde başlar ve 4 ila 6 ay arasında sürer. Dolgu uygulamalarında ise etki hemen görülür ve kullanılan ürünün içeriğine göre ortalama 9-12 ay kalıcılık sağlanır. Bazı özel dolgularla bu süre 18 aya kadar uzayabilir.
Botoks daha çok önleyici bir etki sağlar. Özellikle genç yaşlarda uygulandığında mimik çizgilerinin derinleşmesini yavaşlatır. Dolgu ise onarım ve yeniden yapılandırma işlevi görür. Zamanla incelen, sarkan ya da hacim kaybeden bölgelerde doğal bir lifting etkisi sağlar.
Uygulama bölgeleri açısından da ayrışırlar. Botoks, yüzün üst bölümünde yani alın, kaş arası, göz çevresi gibi bölgelerde sıkça kullanılırken; dolgu, yanaklar, dudak çevresi, çene hattı, elmacık kemikleri ve göz altı gibi alanlarda tercih edilir.
Bir diğer önemli fark da uygulama şeklidir. Botoks çok ince uçlu iğnelerle kas içine enjekte edilirken; dolgu daha derin dokulara, hacim gerektiren alanlara uygulanır. Her iki uygulama da kısa sürede tamamlanır ve günlük yaşama hemen dönülebilir. Ancak her zaman uzman bir dermatolog tarafından uygulanması gerekir. Çünkü yanlış ürün seçimi ya da hatalı teknik, doğal olmayan görünümlere ve istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
Botoks ve dolgu, birlikte kullanıldığında daha bütüncül ve dengeli sonuçlar alınmasını sağlar. Örneğin alın çizgilerine botoks uygulanırken, aynı seansta yanaklara veya dudaklara dolgu yapılabilir. Bu sayede hem mimik kaynaklı hem de hacim kaynaklı yaşlanma belirtileri aynı anda hedeflenmiş olur.
Cildin yaş almayla birlikte değişen ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak planlanan bu uygulamalar, doğal ve sağlıklı bir görünüm için oldukça etkili desteklerdir. Hangisinin size daha uygun olduğunu belirlemek için bir dermatoloğun değerlendirmesi en doğru adımdır. Kimi zaman sadece botoks, kimi zaman sadece dolgu, bazen de ikisinin kombinasyonu ile en iyi sonuçlar elde edilebilir.
Editör
Tüm Yazıları İncele
